İşte Gerçek Aşklar..
Genç kız yine acılar içinde odasında yatıyordu. Henuz hayatının baharında ölümle yüz yüzeydi.
Babası onu kurtarmak için gazetelere ilan vermiş, para teklif etmişti. Ama onun kalbinin tek-
lemesi değil, kalbinin içindeki sızı ilgilendiriyordu. Sevdiği aklına geldi bir damla yaş daha
döküldü gözlerinden. Ayrıldıklarından beri tam beş çile dolu yıl geçmişti. Aslında sevgilerinin
arasına o kahrolası para girmişti. Hatırlıyorduda sevdiği ona birkeresinde:
- Ben zengin değilim belki ama seni seven bir kalbim var. Sana sadece onu verebilirim,
demişti.
Zaten sevgiye muhtaç birisi başka ne isteyebilirdiki. Kendisini sevmesi yeterdi.O en çok
Saçlarının dökülmesine üzülüyordu. Çünkü sevdiği öpmüş koklamıştı saçlarını. Her dökülen
saç yüreğine bir hançer olup saplanıyordu. Şimdi tek isteği sevdiğinin son anlarında
yanında olmasıydı. Ne olurdu onu birkez daha görebilse, onu birkez daha koklayabilse.
Bu düşünceler arasında uykuya daldı.
Babası heyecanlı bir şekilde kızının odasına girdi. " Müjde kızım,kalp bulundu " dediğinde
kızının bir peri güzellliğinde, sevdiğinin özleminden ıslanmış yüzüne baktı ve çıktı odadan...
Genç kız, bir hafta sonra kendine geldiğinde sanki başka bir
dünyadaydı. İçinde acaip bir his vardı. Sanki bu dünya ona çok farklı gelmişti.
Aklına yine sevdiği geldi. Kalbi eskisinden daha hızlı atmaya başladı. Kalbi
değişmişti ama sevdiğini eskisinden daha çok sever olmuştu.
Bir gece ansızın uyandı uykusundan kalbi çok hızlı atıyordu. Bu durum sürekli
böyle devam etti.Doktora gitti, durumunu anlattı. doktor:
- Bir aya kalmaz geçer, demişti.
Ama aradan aylar geçmesine rağmen durum aynıydı.
Birgün bahçeye çıktı Çiçekleri seviyordu. Kırmızı güllerin yanına gitti. Kalbi
hızlı hızlı atmaya başladı. En çok kırmızı gülleri severdi. Çünkü sevdiği ona
benzediğini söylerdi hep. Birden kapı çaldı. Kapıyı açtı kimse yoktu. Yere
baktı bir mektup vardı ve onaydı. Mektubu açtı ve kalbi hızlı hızlı atmaya
başladı. Bu onun kokusuydu. Koltuğuna zarzor oturabildi. Zarfın içinden
mektubu titreyen ellerle çıkardı ve okumaya başladı :
" Sevdiğim, bugün sevdamızın altıncı yılı. Seni hep sevdim. Seninle ayrılmak zorunda
kaldığımızdan beri, bir kalbe iki sevginin sığmayacağını bildiğimden ne birini sevdim
ne de evlendim. Her günüm çile ve azapla geçti. Hergün sana şiirler yazdım, hergün
şiirlerimi okudum ve hergün ağladım. Tam beş yıl boyunca hergün sana şiirler
yazdım, hergün şiirlerimi okudum ve hergün ağladım. . Birgün önüme bir fırsat çıktı.
Bu fırsatı reddedip kendime daha fazla haksızlık edemezdim. Belki seni unuturum
diye senden çok uzaklara gittim. Ama şimdi seni daha çok özlüyorum. Her gece yanına
geliyorum o masum yüzünü okşuyor yanaklarına öpücükler konduruyorum, sen uyanıyorsun..
benim geldiğimi anladığını sanıyorum ama sen o tatlı uykuna geri dönüyorsun. Sevdiğim hep ben geldim senin yanına artık sen
gel olurmu. Kırmızı güllerimize iyi bak. Ve artık unutma içinde seni senden daha çok seven bir kalbin var artık. Ona iyi bak olurmu. Kırmızı güllere ve kalbimize iyi bak. Seni yanıma gelene kadar bekleyeceğim sevdiğim Hoşçakal..."